Bir arsa aldığınızda elinizde “boş bir toprak parçası” yoktur; potansiyeli, geleceği ve doğru kullanıldığında ciddi bir yatırım değeri vardır. Ancak bu potansiyel, sadece konumla değil, imar durumu denilen teknik bir belgeyle şekillenir.
İmar durumu okumayı bilmek; bir arsayı verimli kullanmakla onu boşa harcamak arasındaki farktır.
İmar durumu, bir parselin üzerine ne büyüklükte, kaç katlı ve hangi işlevde yapı yapılabileceğini belirleyen resmi belgedir.
Belediyeden ya da ilgili il özel idaresinden alınır.
Belgede şu gibi bilgiler yer alır:
Emsal (KAKS): Parsel alanının kaç katı kadar inşaat yapılabileceğini gösterir.
TAKS: Parselin ne kadarının zemin kat oturumuna ayrılabileceğini belirtir.
Yükseklik (Hmax): Bina yüksekliği veya kat sayısı sınırı.
Kullanım türü: Konut, ticaret, sanayi, park vb.
Çekme mesafeleri: Yapının parsel sınırlarından ne kadar içeri çekileceği.
Yola terk / ifraz durumu: Parselin kadastro düzenlemeleriyle ilişkili verileri.
Bu bilgiler, arsaya teorik olarak ne yapılabilir? sorusunun cevabını verir. Ama uygulamada durum biraz daha katmanlıdır...
Bir arsanın emsali 1.50 olabilir; yani 1000 m² arsa için 1500 m² inşaat hakkı doğar.
Ancak:
Arsanın şekli uygunsuzsa
Çekme mesafeleri büyükse
Kat sınırlamaları varsa
Yola terk sonrası kalan alan küçülüyorsa
…kullanılabilir alan dramatik şekilde azalabilir.
Yani kağıt üzerindeki inşaat hakkı, her zaman fiili kullanım hakkı anlamına gelmez.
Aynı imar verilerine sahip iki farklı parsel, mimari açıdan çok farklı şekillerde değerlendirilebilir.
İyi bir mimar, sadece metrekare değil, fonksiyonellik, dolaşım, estetik ve yatırım değeri açısından maksimum verim sağlayan projeyi oluşturur.
Bu nedenle bir arsanın gerçek potansiyeli, yalnızca imar durumu belgesinde değil; o belgeyi nasıl yorumladığınızda saklıdır.
İmar durumu, her yatırımcının cebindeki altın bilezik gibidir. Ancak bu bileziğin değerini bilen bir el, onu mücevhere dönüştürebilir.
Bu yazıda, yüzeyde görünen başlıklardan bazılarına değindik. Ama sahada keşfedilen, teknikle harmanlanan ve stratejiyle bütünleşen detaylar; bazen değeri katlayan farkları yaratır.
Her parselin kendi dili vardır. Onu anlayan gözler, geleceği daha net görür…