Bir evi bütün olarak tasarlamak kadar, her alanın kendi ihtiyaçlarına göre planlanması da önemlidir.
Salon ile mutfağın, banyo ile yatak odasının beklentileri birbirinden tamamen farklıdır.
İşte bu yüzden her iç mimari proje; estetikten önce, mekânın işlevini anlamakla başlar.
Peki en çok zaman geçirilen bu üç temel mekâna yaklaşırken nelere dikkat edilmeli?
Mutfak: İşlevsellik + Akış + Dayanıklılık
Mutfak, yalnızca yemek pişirme alanı değil; çoğu evde bir yaşam merkezidir.
Tasarımda öncelik şu sorulara verilmelidir:
Mutfakta iyi tasarım, dakikaları kolaylaştırır; yılları değerli kılar.
Salon: Sosyallik + Konfor + Odak Noktası
Salon, misafir ağırlamak kadar, ev halkının birlikte zaman geçirdiği alan.
Bu yüzden hem sosyal hem de dinlendirici bir atmosfer taşımalı.
Salonun büyüklüğü değil, birlikte yaşanabilirliği önemlidir.
Banyo: Temizlik + Ferahlık + Gizli Konfor
Banyolar genellikle küçük alanlar olsa da, tasarım etkisi büyüktür.
Kullanıcıya hijyen hissi ve rahatlatıcı bir atmosfer sunması gerekir.
Bir banyoyu sadece temiz değil, “güvende” hissettiren bir mekân haline getirmek; iç mimarinin ustalığını gösterir.
Tüm Mekânlarda Ortak Soru: “Bu Alan Ne Hissedilsin İsteniyor?”
Her bir alan, kendine özel bir ruh hali taşır.
İç mimarlık bu ruh halini yaratmakla ilgilenir, sadece alanları döşemekle değil.
Metrekare değil, his planlanır.
Her Oda Farklı, Her İhtiyaç Özel
Bu yazıda mutfak, salon ve banyoya özgü tasarım odaklarına kısaca değindik.
Ama her evde bu alanlar farklı yaşanır; bir evde mutfak başroldeyken, diğerinde salon sadece bir geçiştir.
Ve bu farkları anlayan bir tasarım dili, yalnızca mekânı değil, orada yaşayanları da güzelleştirir.
Çünkü iyi bir iç mimarlık, mekânı değil; o mekânın sizi nasıl hissettireceğini tasarlar…